Akıncı Türküleri
Tuna boylarında sıra selviler
Tan yeri estikçe sessiz ağlarmış;
Gül bahçelerinde baykuşlar öter...
Şu virânelikler eski bağlarmış.
Namazgâh bir otluk: Kalmamış taşı;
Çeşmelerden akan, kanlı gözyaşı...
Orda bir güzel var, çatılmış kaşı;
Ak alnına kara çatkı bağlarmış...
Kırık minârelerden duyulmaz ezân...
Hep ocaklar sönmüş, devrilmiş kazan.
Bir inilti duydum, sandım bir ozan;
Sesime ses veren karlı dağlarmış.
Söğüd dallarında hasta serçeler
Eski akın destanını heceler...
Tuna ağlıyormuş bazı geceler:
Göğsünde kefensiz şehitler varmış.
Bozulan bağların üzümü acı;
Asi köle kesmiş eski haracı;
Yine yedi kral giymişler tac...
Şahin yuvasını kargalar basmış.
Haydi eski ozan, al sazı ele,
Düşmanlar içine düşsün velvele.
De ki: Hor bakmayın bu durgun sele;
O, yetmiş bir kavme akın çıkarmış!
Mehmed Fuad Köprülü