ANA SAYFA

Hayata Dair

Kocanız fazla bilgili olursa...:)

 

Karıkoca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar.
Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar.
Birkac saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır.Adam uyku sersemidir; güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır:
'Ne oldu?Ne istiyorsun?' diye sorar.
Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.'


Adam gökyüzüne bakar ve cevap verir:
-'Bunun için mi uyandırdın beni?.Baktım işte. Bir sürü yıldız
görüyorum,ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız.

Karısı tekrar sorar.Peki, bu sana neyi gösteriyor?
Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve cevap verir:

'Teolojik olarak Allahin kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum.
Felsefi olarak, evrenin sonsuzlugunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum.
Astronomik olarak galaksilerin,yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum.
Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğunu görüyorum.
Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum.

Niye sordun bunu bana?
Sana neyi gosteriyor?

'Gerizekalııı 'Necati, çadırımızı çalmışlar!!!!!!!!!!!!!

Bilimin açıklayamadığı bebek

 

Doğduktan iki gün sonra bebeğin vücudunda yazıların ortaya çıkmaya başladığını söyleyen anne ve babası ortaya çıkışında bebeğe oldukça acı veren yazıların kendilerini şok ettiğini açıkladı.

Genellikle Pazartesi ve Cuma günleri farklı yazıların ortaya çıktığı belirtilen bebekte son çıkan yazıda ise; "İşaretlerimi insanlara gösteriniz" yazdığı tespit edildi. Doktorlar durumun görülmemiş bir vaka olduğunu belirtirken, bilimsel bir açıklamasının da bulunmadığını söylediler.
 

Vücudunuzdaki Yağlar Hakkında Bilmediğiniz Gerçekler

 

Yağ, özellikle kendi vücudumuzda oluştuğunda çoğumuzun adını bile duymak istemediği bir kelimedir. Yağ vücudumuz için gerekli olan birçok süreçte kritik rol oynuyor. Bunun negatif ve pozitif yanları bulunuyor. Foxnews’te yer alan haberde, yağ hakkında bilmediklerinizi öğrenebilirsiniz:

1. Yağ hücreleri, kendi minimum boyutunun 6 katı kadar büyüyebiliyor: Yakabileceğinizden daha fazla kalori alırsanız, vücuttaki yağ hücreleri minumum boyutunun 6 katı büyüyorlar ve sayıları da ortalama yetişkinde bulunan 40 milyardan 100 milyara kadar çıkıyor. Herkeste yağ hücresi bulunuyor, doğumdan önce bu hücreler oluşmaya ve şekillenmeye başlıyor. 16 yaş civarında, vücudun yağ hücreleri olgunlaşıyor ve sonra yaşam tarzı ve genler kilo alımında ve kilo vermede rol oynuyor. Yağ hücreleri hayatta kalmak için gerekli ve bu hücreler vücudun enerji sistemini desteklemeye yardımcı oluyor. Her gün yüksek kalorili yiyecekler yerseniz ve fazla kalori yakmazsanız, yağ hücreleriniz büyür ve çoğalır, böylece kilo alırsınız.

2. Yağ hücreleri ekstra östrojen salgılıyor: Ekstra birkaç kilo fazlalık hormonal dengenizde hasara yol açıyor. Sınıflandırılmış dişilik hormonu olan östrojen, yağ depolama hormonudur. Erkeklerde de bu hormon doğal olarak çok az miktarda bulunuyor. Fakat, kilo aldığınızda, östrojen seviyesi artıyor ve diğer sağlık problemleri birbirini izliyor. Erkeklerde bu hormon beyin fonksiyonlarını geliştirmek, kalbi korumak için gerekli olmasına rağmen, yüksek miktarlarda olduğu zaman testesteron seviyesi düşüyor ve birçok erkek yorgunluk, kas niteliği kaybı ve bazı vakalarda genişleyen prostata yol açabiliyor. Başka bir deyişle, erkeklerde östrojen seviyesini artırmanın yan etkileri iyi olmuyor.

3. Çok fazla kilo verirseniz yağ hücreleriniz büzülür, ancak kaybolmaz: Kilo alımından dolayı sahip olduğunuz 100 milyar yağ hücresi leke gibi görünebilir. Yağ hücreleriniz şiştikten ve çoğaldıktan sonra kilo verebilirsiniz. Gerçekte, kilo verdiğinizde yağ hücreleriniz büzülüyor. Bunların toplam sayısının sadece düşmesine rağmen, hücreler daha az aktif hale geliyor, vücudunuzda duruyor ve büyümek için büyük bir ziyafet çekmenizi bekliyor. Bu nedenle hızlı kilo verip almak yerine, normal kilonuzu aynı seviyede tutmaya çalışın.

4. Yağ dokuları iltihabı artıran hücreleri etkiliyor: Yağ dokuları, vücutta iltihaba yol açan makrofaj isimli bağışıklık sistemi hücrelerini etkiliyor. Bu nedenle, eğer birkaç kilo fazlanız varsa, vücudunuz gribe yakalandığınızda vücudunuzun gösterdiği reaksiyona benzer bağışıklık cevabı üretmeye başlıyor. Ancak endişelenmeyin: Henüz en sevdiğiniz yemekten vazgeçmek zorunda değilsiniz. Çalışmalar, toplam vücut ağırlığınızı yüzde 10 kadar düşürmenin sağlığınızı geliştirdiğini ve bağışıklık yanıtını sınırlandırdığını gösteriyor.

5. Yağ hücreleri vücudun farklı parçalarında farklı davranıyor: Erkeklerde fazla kilolar tipik olarak karın bölğesinde toplanıyor. Kilo alırsanız, bunların çoğu öncelikle göbeğe gidiyor. Göbek yağı kötü kolesterol olasılığını artırıyor, kan dolaşımında ilave yağı tetikliyor, kan basıncı ve kan şekeri seviyesini artırıyor. Karın bölgesindeki yağ hücreleri, vücudun diğer bölgelerinde yerleşen yağ hücrelerinden daha aktif. Bu yağ hücreleri şeker hastalığı, koroner kalp hastalığı, felç ve belirli kanserlere neden olan yağ asitlerinden daha fazla salgılıyor. Bunun yanında, karaciğerin sağlıklı işleyişini etkileyebiliyor. Maalesef, vücudun belirli bir bölgesinde kilo verilmesini hedefleyen yol yok. Tüm vücudunuz için egzersiz yapmak zorundasınız. İyi haber ise, karın bölgesindeki kiloların düzenli egzersiz ile hızlı bir şekilde verilmesidir.

6. Hiç yağ tüketmezseniz, vücudunuz kısa devre yapacaktır: Yağ tüketiminden kaçınırsanız, vitamin dolaşımı ve kolesterol seviyesinin düzenlenmesi için vücudunuzun doğal sistemine kısa devre yaptırırsınız. Yağlar, vitamin emilimi ve enerji üretimi gibi vücudun doğal süreçlerinin sürdürülmesi için kritiktir. Yağda çözünen A,D,E ve K vitaminleri olmaksızın, vücut kalsiyumu uygun bir şekilde ememez, hormon üretimi olumsuz etkilenir ve kan oluşumu ile akışında güçlükler yaşanır. Yağda eriyen vitaminlerin eksik olması gece körlüğü, anemi, raşitizm ve iç kanama gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bunun yanında, vücut kalsiyumu soğuramadığında kemikler güçsüzleşir ve kırılgan hale gelir. Yağ aynı zamanda, kötü kolesterolü düşürerek kolesterol düzenlenmesinde rol oynuyor.

7. Yağ kalorisi, günlük toplam kaloriniziniz sadece yüzde 30′uzu kadar olmalı. Belirli bir miktar yağ, vücut iç sürecinin normal fonksiyonunu sürdürmesi için gerekiyor. Yağlar, vitamin emiliminde yardım ediyor ve vücuda her gün enerji sağlıyor. Kırmızı et ve süt ürünlerinden elde edilen doymuş yağ, kötü kolesterol seviyesini artırıyor.

Yağ ile dost olma

Yağın kötü hiyakesine rağmen, yağla sağlıklı bir ilişkiye sahip olabilir ve yağsız bir vücuda sahip olabilirsiniz. İşte bazı öneriler:

- Sağlıklı (zeytinyağı, fındık ve fıstık ile yağlık balık) yağlar seçin ve bariz olan kötü yağlardan kaçının.

- İşlenmiş gıdalardan uzak durun ve hayvansal ürünleri de ölçülü olarak tüketin.

- Göbeğiniz şişmeye başladığı zaman, egzersiz yapın.
 

Dünya oynuyor bizde yasak geldi!

 
Sosyal ağ Facebook'ta 53 milyon kişinin oynadığı Farmville uygulamasına yasak geldi.


Sosyal ağ Facebook’ta yer alan yüzlerce eğlence uygulaması arasında yer alan Farmville'e Türkiye'den yasak geldi.
Dünyadaki liderliğini sürdüren bu uygulamaya gelen yasak Türkiye'deki Facebook kullanıcılarını adeta şoke etti.
Telekomünikasyon Başkanlığı'nca uygulanan kararın gerekçesi ise "5651 sayılı yasa uyarınca katalog suçlar kapsamında yapılan teknik inceleme ve hukuksal değerlendirme sonucunda ortaya çıkan karar" olarak açıklandı.
Sisteme yükleneli henüz 3 ay olan oyunu 53 milyon Facebook kullanıcısı oynuyor. Günlük oyuncu sayısı da 15 milyon civarında.

EŞEK" DEYİP GEÇMEYİN!.."

 
eşşek

EŞEK" DEYİP GEÇMEYİN!.."

Her ne kadar insanoğlu türlü akılsızlıkları eşşeklikle nitelendirse de en güzel gözlere sahip bu sevimli hayvan, yerine göre çoğu insandan daha akıllıdır...
Örneğin ''Eşek, iyi bir yol mühendisidir. Yokuşları en fazla % 7 eğimle ve kısa mesafelerde virajlar alarak çıkar.'' dediklerinde. .. Ben de inanmamış ve nivelman yaptırmıştım yani topoğrafik aletle ölçüm. Sonuç şaşırtıcıydı: % 7
Hani bu konuda çoğumuzun bildiği meşhur bir Anadolu fıkrası vardır:

1950'li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye'ye. Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Nafı'a mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış . Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:
- Ne yapıyorlar böyle?
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Nasıl yani, anlayamadım?
- Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz demişler. Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Yetkili bozgun... Cevap vermiş:
- Amerika'dan mühendis getirtiyoruz.

Sadece bir karınca...

 

İtalyan yazar Lucianno düşünce suçlusuydu. 4m2 lik bir hücreye mahkum oldu, hem de tam 17 sene için ! O kahrolası hücreye yerleştiği birinci gün herşey normaldi.

Aradan birkaç hafta geçti.
Lucianno düşünmeye başladı "burada 17 sene nasıl geçer..."

Aradan aylar geçti. Sanki her geçen gün biraz daha mahkum oluyordu zavallı hücresinde. Bir sabah bir karıncanın burnunu ısırmasıyla uyandı Lucianno. Onu büyük bir titizlikle parmağının ucuna alıp "acaba" dedi. Acaba bu karıncayı yetiştirip kendime bir dost yapabilir miyim? Dedi. Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu ve bunu denemeye değerdi. Karıncayı yanı başında duran küçük sehpaya koydu. Karınca karıncalığını yapıp, kaçmaya çalıştıysa da Luci bırakmadı onu. Etrafını çevirerek karıncanın kaçmasına engel oldu. Onunla konuşmaya ve onu eğitmeye kararlıydı. Başarabilse yalnızlığı sona erecekti. Karınca ile tam 3 sene uğraştı. Karşılıksız da olsa konuştu ve dertlerini anlattı ona. Bir de isim taktı karıncaya Tito.

Bir sabah Tito'sunun ona günaydın demesiyle uyandı Lucianno.

Bu duyabileceği en muhteşem sesti. Büyük bir heyecanla yatağından dışarıya fırlayıp bağırmaya başladı: konuştun, Tito sen konuştun. Nihayet konuştun. Günaydın, günaydın, binlerce günaydın dostum.

Artık bir dostu vardı Lucianno'nun ve bunu hiç kimse bilmiyordu. Tito'nun varlığı yazarın en büyük sırrıydı. Kimse duymamalıydı. Gardiyan duymamalı, bu rüya bitmemeliydi. Bu büyük dostluk tam 17 sene sürdü. Hiç kimse bilmedi Tito'yu. Lucianno, Tito'ya tüm bildiklerini öğretti. Konuşmayı, okumayı, yazmayı, dans etmeyi, şarkı söylemeyi, fikir üretmeyi... bildiği herşeyi öğretti. Kah ağladılar, kah güldüler.

Aradan tam 17 yıl geçti ve bir gün asık suratlı, soğuk yüzlü gardiyan kapıyı araladı. Hazırlan yarın çıkıyorsun dedi beton sesli gardiyan. Gardiyan gittikten sonra Lucianno ağlayarak karıncaya döndü "bitti Tito. Bitti büyük dostum. Yarın çıkıyoruz, yarın özgürüz." Dedi. Tito da ağladı. Yazar Tito'ya sordu, "söyle dostum yarın çıkar çıkmaz ilk ne yapalım?" Tito: "gidelim bir bara ve hayvan gibi içelim." Dedi. Gülüştüler. Sabaha kadar uyumadılar. Hayal kurup bu fare kapanından farksız lavabolu dikdörtgenin ilk defa tadını çıkarttılar. Bir anda sanki hücre genişlemiş gibiydi.

Sabahın ilk ışıklarıyla son kez açıldı demir kapı.. Kapıdan çıkarken son kez geri döndü ve ranzasına baktı İtalyan yazar. Sadece şu iki kelimeydi ağzından dökülen. "vay bee..." dışarı çıktılar.

Tito Lucianno'nun omuzundaydı. Sabahın körüydü ve mevsim kıştı. Kar lapa lapa yağıyordu. Lucianno bavulunu havaya fırlattı ve "özgürlük" diye bağırdı. Tito da bağırdı. Yağan kar umurlarında değildi. Yürüdüler, kara inat yürüdüler. Özgürlük sıcaklığına kar mı dayanır kış mı? ...

Nihayet bir barın önüne geldiler. Tito sordu: "şimdi biz buraya girebilecek miyiz?" avazı çıktığı kadar "biz artık özgürüz" diye bağırdı Lucianno. İçeri girdiler. İçeride sızmız kalmış üç beş adamla kasanın başında uyuklayan barmenden başka kimse yoktu. Bir masaya oturdular.

Bir ara Lucianno'nun gözü masanın yanındaki aynaya ilişti. Hapisten çıkarken yaptığı gibi yeniden mırıldandı, "vay bee". Saçları bembeyaz olmuştu, yüzü buruş buruştu. Yaşlanmıştı Lucianno. Tebessümüne aradan sızan birkaç damla gözyaşı karıştı. "barmen bize iki bira getir" diyebildi titrek bir sesle. Barmen yerinden fırlayıp biraları getirdi. Bir adamın iki bira istemesinin sebebini bilmiyordu. Bilmesi de gerekmiyordu, bilmek de istemiyordu zaten. Biraları bıraktı ve kuş tüyü kasasına geri döndü.

Lucianno omzundaki dostunu bardağın içine attı. İçtiler.. Tito da içti. İçtikçe keyiflendiler. Bir ara Tito, bardaktan fırlayıp masanın üzerinde dans etmeye başladı. Elini yüzüne koyup masanın üzerine abanmış olan Lucianno büyük bir gururla kendi yetiştirdiği dostunun dansını izledi. Bir an durdu ve "ne günlerdi be Tito" dedi. Dertleştiler, biraz sonra yine dans etmeye başladı.

Tito dans ediyor, Lucianno korkunç bir keyifle bu muazzam manzarayı izliyordu. Bunu mutlaka birilerine anlatmalıydı. İyi bir şey yapmanın belki de en keyifli yanıydı onu biriyle paylaşmak. Ama Lucianno bu keyfi 17 sene hiç yaşamadı.

Özgürlüğünün bu birinci gününde yıllarca gizli tuttuğu bu büyük ve onur verici sırrı birileriyle paylaşmalıydı.
Etrafına baktı.
Barmenden başka kimse yoktu. "barmen, barmen!" diye seslendi.

Barmen yarı uykulu, Lucianno'nun masasına geldi. Lucianno dans eden Tito'yu işaret ederek, büyük bir heyecanla "barmen şuna bir baksana, şuna bir bak..." dedi.

Barmen sessizce parmağını Tito'nun üzerine götürdü.
"çok affedersiniz beyefendi" diyerek karıncayı ezdi...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol